Albert Einstein’ın ilk eşi Mileva Maric’e yazdığı aşk mektupları, bilim insanının kişisel yaşamına dair önemli detaylar sunuyor. Bu mektuplar, Einstein’ın hem Maric’e olan sevgisini hem de çiftin evlenmeden önce doğan ve hakkında çok az bilgi bulunan kızı Lieserl’e duyduğu ilgiyi gözler önüne seriyor.
Aşk ve Aile Bağları
1898’den 1903’e kadar uzanan 43 mektupta, Einstein’ın ailesinin ilişkilerine karşı çıkışına rağmen Mileva Maric’le olan bağını sürdürme kararlılığı dikkat çekiyor. Einstein, bir mektubunda annesinin ilişkilerini eleştirdiğini ve “O kadın düzgün bir aileye giremez. Geleceğini mahvediyorsun” dediğini yazıyor. Ancak Einstein, bu tepkilere rağmen sevgilisinden vazgeçmiyor ve evlenmek için yeterli parayı kazanmayı hedefliyor.
Lieserl’in Hikayesi
1901’de, Einstein bir mektubunda baba olacağı haberini paylaşarak heyecanını dile getiriyor. Çiftin evlilik öncesi doğan kızları Lieserl, yazışmalarda birkaç kez anılıyor. Ancak Lieserl’in kaderi hakkında net bilgiler yok. Bazı kaynaklar, Lieserl’in küçük yaşta hastalık nedeniyle öldüğünü öne sürerken, diğerleri onun başka bir aileye evlatlık verilmiş olabileceğini iddia ediyor.
Mektupların Önemi
Mektuplar, yalnızca Einstein’ın aşk hayatını değil, dönemin toplumsal normlarına, bilim insanının insan yönüne ve kişisel mücadelelerine ışık tutuyor. 11 Aralık’ta Christie’s Müzayede Evi’nde satışa çıkarılacak olan bu mektupların 1.3 milyon dolara alıcı bulması bekleniyor.
Einstein’ın İnsan Yönü
Bu yazışmalar, Einstein’ın bilimdeki dehasının ötesinde, insani yönünü ve aile hayatındaki hassas noktalarını yansıtıyor. Lieserl’in hikayesi, Einstein’ın özel yaşamının bilinmeyen bir yönü olarak tarihin ilginç detayları arasında yer alıyor.