Türkiye'nin sağlık alanında bazı bölümlerde dünyada adından söz ettiren bir ülke konumuna geldiğini belirten Torun, bunda Sağlık Bakanlığının çok önemli katkıları olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Şükrü Torun, şöyle konuştu: "Dünya Sağlık Örgütünün öngördüğü insana bütüncül bakış vizyonu gereğince yıllardır birazcık merdiven altı diyebileceğimiz birtakım uygulamalar vardı. Halen bunlar azalarak da olsa devam ediyor. Örnek verecek olursak, akupunktur, kupa terapisi gibi çok sayıda geleneksel uygulamayı bir daire başkanlığı adı altında topladı. Müzik terapi de bunun içine alındı. Yasal düzenlemelere kavuşma imkanına sahip olundu. Bu yüzden dünyada çok sayıda ülkenin önündeyiz. Dünya Sağlık Örgütü, yasal düzenlemeler konusunda diğer ülkelere örnek gösteriyor ülkemizi. Tarihsel köklerimizin çok zengin olduğu musiki ile tedavi denilen müziğin insan sağlığına katkılarının bu topraklarda çok eskiden beri bilincinde olduğunu görüyoruz. Bizim bu alanda dünyaya hem entegre olmamız hem de dünyaya kendi kültürümüzden zenginlikler katmamız gerekiyor." Etkinliğe katılan Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Öztürk ise müzik terapinin belli bir hastalık grubuyla sınırlandırılmasının mümkün olmadığını anlatarak, her tür yaş grubunda ve hastalıkta uygulama alanının bulunduğunu ifade etti.
Dünya Müzik Terapi Günü
Anadolu Üniversitesi (AÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Dil ve Konuşma Terapisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Torun, AÜ Türk Dünyası Bilim Kültür ve Sanat Merkezi'ndeki etkinlik öncesinde yaptığı açıklamada, müzik terapi alanını Türkiye'de geliştirmek ve bunu bilimsel zeminde daha ileriye götürmek için çalıştıklarını söyledi.
Bunlar da ilginizi çekebilir