DSİ’nin yatırımları ve Eskişehir’de su krizi

Devlet Su İşleri Genel Müdürü Akif Balta, son 22 yılda Eskişehir’e gerçekleştirdikleri yatırımlarla ilgili geniş bilgiler verdi.
21 milyar 608 milyon TL yatırımla Eskişehir’e 168 adet tesis yapılmış. 12 baraj, 10 gölet ve 4 adet yeraltı depolaması ile 169 milyon m³ su depolama hacmine ulaşılmış. 92 sulama tesisi ile 338 Bin 500 dekar ve inşaatı devam eden 3 sulama tesisi ile kısmi olarak 24 bin 330 dekar olmak üzere toplam 362 Bin 830 dekar tarımsal araziyi sulamaya açılmış.
Yapılan yatırımlara baktığımızda, Eskişehirliler ve Eskişehir’deki üreticiler için önemli çalışmalara imza atıldığını görüyoruz. Ancak bu çalışmalara karşın ne yazık ki Eskişehir’de yaşanan su krizi giderek derinleşiyor.
Son dönemin belki de en büyük tehlikesi su krizi. İklim değişikliği ve bilinçsiz su tüketimi nedeniyle kriz, maalesef her geçen gün daha da büyüyor. Çifteler Sakaryabaşı ve Mamuca Göleti kuruma tehlikesiyle karşı karşıya. Tarlalarda obruklar ortaya çıkmaya başladı. Obrukların ortaya çıkması, yeraltı sularının tükenmeye başlaması anlamına geliyor. 
Su krizinde iklim değişikliğinin payı elbette büyük ancak burada bilinçsiz sulamanın ve tüketimin de büyük bir payı olduğunu inkar etmememiz gerekiyor. Sakaryabaşı’nda çiftçilerin derin su kuyuları vurdurmasının, nehrin kurumaya yüz tutmasında önemli bir pay oynadığı belirtiliyor.
Eskişehir’in bir diğer şanssızlığı da kullanma suyu için doğal bir kaynağının olmayışı. Porsuk Çayı’ndan gelen suyun arıtılması büyük bir maliyet yükü getiriyor ve suyu olması gerekenden daha pahalıya kullanıyoruz. Çifteler’den su getirerek bu maliyetin bir nebze de olsa azaltılması planlanıyor ve şu an bu konuda çalışmalar devam ediyor.
Gel gelelim bu çalışmalar ve yatırımlar, suyun bilinçsiz tüketilmesi nedeniyle yetersiz kalıyor. Yatırımlar önemli ancak tek başına yeterli değil. Tüketiciler olarak bizim de bilinçli davranmamız gerekiyor. Çiftçilerin vahşi sulama yapmasının önüne geçilmesi gerekiyor. Evlerimizde su tüketimini azaltmamız şart. Duş sürelerimizi kısaltmak, bulaşık yıkarken suyu açık bırakmamak gibi çok küçük örnekler bile, tüm şehri düşündüğünüzde büyük bir etki yaratıyor. 
Genel Müdür Balta’nın çok hoşuma giden bir sözü oldu. Balta, ‘‘Kullandığımız her damla suyu son damlasıymış gibi kullanmalıyız’’ diye tavsiye veriyor. İçecek ve kullanacak su bulamadığımızda gerçekten diğer hiçbir şeyin değeri kalmayacak. Su kıtlığı beraberinde hastalıkları, salgınları getirecek. O zaman ne paranın ne mücevherlerin bir kıymeti olmayacak. En değerli mücevherin su olduğunu çok geçmeden anlamamız gerekiyor.
 

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }