Doğru yolda gecikmiş bir adım

Eskişehir’de üç belediye bir araya geldi, sahipsiz sokak köpekleri için önemli bir protokole imza attı. Büyükşehir Belediyesi, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri’nin ortaklaşa attığı bu adım, yıllardır görmezden gelinen bir sorunun çözümü adına umut verici. Fakat şunu da açıkça söylemek gerekir: Bu adım çok geç atıldı.

Yıllarca Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni yöneten Yılmaz Büyükerşen döneminde, tüm çağrılara rağmen bir hayvan barınağı yapılmadı. Bu konuda belediye bünyesinde somut bir adım atılmadı. Oysa sokak hayvanları meselesi öyle görmezden gelinecek, halının altına süpürülecek bir mesele değil. Kısırlaştırma çalışmaları da olması gereken hızda ilerlemediği için, bugün bu sorunu çok daha büyük boyutlarda yaşıyoruz. Sokak köpekleri kimi zaman insanlara, kimi zaman başka hayvanlara zarar verebilecek noktaya geldi.

Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, koltuğundaki ilk yılında bu konuda ciddi bir adım attı. 67 dönüm arazi üzerine kurulacak olan Doğal Yaşam Merkezi’nin inşasına başlandı. Bu merkez yalnızca bir barınak değil; sahipsiz hayvanların sağlıklı bir yaşam sürebileceği, tedavi edileceği, kısırlaştırılacağı, dijital kimlikle takip altına alınacağı bir yer olacak. Protokol kapsamında sahipsiz köpeklerin dijital olarak kayıt altına alınması ve bakım süreçlerinin sistemli bir şekilde yürütülmesi planlanıyor.

Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri, kendi bölgelerinde kısırlaştırma ve kimliklendirme işlemlerini üstlenecek. Ardından bu hayvanlar Büyükşehir Belediyesi’nin işlettiği Doğal Yaşam Merkezi’ne teslim edilecek. Ayrıca kırsal ilçelerdeki ihbarlar da oluşturulacak Koordinasyon Merkezi aracılığıyla hızla değerlendirilecek.

Bu iş birliği, geç kalmış ama doğru bir hamledir. Ancak bu yük yalnızca belediyelerin omuzlarına bırakılmamalıdır. Sokak hayvanları meselesi, yerel yönetimlerin tek başına altından kalkabileceği bir sorun olmaktan çıkmıştır. Tarım ve Orman Bakanlığı başta olmak üzere ilgili tüm devlet kurumlarının bu sürece aktif şekilde destek vermesi gerekiyor. Gerek yasal altyapı, gerekse mali kaynak açısından merkezi yönetim bu mücadelede daha görünür ve etkin bir rol üstlenmelidir.

Şimdi önemli olan bu süreci yalnızca bir protokol metniyle sınırlı tutmamak. Gerçekten sahaya inmek, bu projeyi hayata geçirmek, hayvanlara layık oldukları yaşam koşullarını sunmak gerekiyor. Bir yandan sahiplendirme süreci teşvik edilmeli, bir yandan da halk bilinçlendirilmeli.

Ve en önemlisi: Satın alma, sahiplen. Petshop vitrinlerinden ya da sosyal medya ilanlarından hayvan satın almayın. Hayvanlar hediye değildir. Bir canı hediye paketine sığdıramazsınız. Sorumluluk almaya hazır değilseniz, lütfen bir hayvan sahiplenmeyin. Çünkü onlar oyuncak değil. Duyguları var, ihtiyaçları var, bakıma ve ilgiye ihtiyaçları var. Sahiplenilen her hayvan, bir hayatın kurtulması demek. Ama sorumsuzca terk edilen her hayvan, bir dramın başlangıcıdır.

Sokak hayvanları konusu kolay bir mesele değil. Ne onları tümüyle sokaktan silmek mümkün, ne de bu haliyle yaşanan sorunları görmezden gelmek. Eskişehir’in üç belediyesinin attığı bu ortak adım, bu çetin yolculuğun başlangıcı olabilir. Umarız bu kez sadece bir "başlangıç" olarak kalmaz.

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }