2008 yılında Birleşmiş Milletler tarafından tüm dünyada otizm konusunda farkındalık oluşturmak belirtileri ile ilgili bilinirliği arttırmak, erken tanınmasını yaygınlaştırmak ve otizmle ilgili sorunlara çözüm bulmak amacıyla Nisan ayı ‘Otizm Farkındalık Ayı’ olarak tanımlandı.
‘Otizm Farkındalık Ayı’nda otizme dair bilgilendirmede bulunan Börekçi, ileri ebeveynlik yaşı riski arttırdığına dikkat çekerek “Otizm sosyal-iletişimsel alanlarda yetersizlikler, sınırlı ilgi alanları ve tekrarlayan davranışlar ile seyreden bir bozukluktur. 2023 son verilerine göre sıklığı 1/36 ve bu oran 2000 verilerine göre yüzde 317 artışa işaret ediyor. Güncel bilimsel veriler otizmin ortaya çıkışının yüksek oranda (yüzde 74-93) kalıtımsal olduğunu, 1000 kadar ayrı genin riski arttırdığını belirtmektedir. Yine son veriler besinlerin, aşıların, ebeveynlerin çocuk yetiştirme stillerinin otizm gelişimde etkili olmadığını göstermektedir. İleri ebeveynlik yaşı riski arttırmaktadır” dedi.
Bebeklik döneminde görülmeye başlıyor
Otizmin bebeklik döneminde görülmeye başladığını ve bulguların yaşa göre farklılıklar gösterdiğini kaydeden Börekçi, “Genetik ve kromozal rahatsızlığı olan, prematürite, düşük doğum ağırlığı öyküsü olan çocuklarda risk artmaktadır. Beynin yapısı ve işleyişindeki farklılaşmalar nedeni ile belirtiler erken bebeklik döneminde görülmeye başlanmakta ve bulgular yaşa göre farklılıklar göstermektedir.1-2 aylarda bebek konuşan kişinin yüzüne bakmıyor, gülümsemiyorsa, 4-5 aylarda kişileri göz ile takip etmiyor, izlemiyorsa, 6-10 aylarda ba-ba, ma-ma, de-de şeklinde hece tekrarlarına yapmıyor, sesler çıkarmıyorsa, 8-10 aylarda bakımı ile ilgilenen kişiyi ayırt etmiyorsa, yabancılaması yoksa, 9-12 aylarda ortak dikkat gelişmemişse, 0-12 aylarda dokunma ve diğer duyusal uyaranlara aşırı veya az tepki veriyorsa,12 -18 aylarda anlamlı kelimeler yoksa, adına tepki vermiyorsa, objelerin parçalarına aşırı veya atipik ilgisi varsa,18-24 aylarda nesneleri göstermek için işaret etmiyorsa, -mış gibi oyunlar oynamıyorsa, sembolik oyunu yoksa, kişilerin hareketlerini taklit etmiyorsa, çevreye ve akranlarına ilgisi yoksa/azsa, 2 yaşında iki kelimeli cümleler kurmuyorsa, komutları anlamakta zorlanıyorsa, 2-3 yaşlarda parmak ucunda yürüme, dönme, sallanma, el çırpma, kol çırpma gibi tekrarlayan davranışları varsa, dönen cisimlere, ışıklı ve parlak nesnelere atipik ilgi gösteriyorsa, 4-5 yaşlarda sosyal etkileşime ilgi göstermiyorsa, hayali oyun oynamıyorsa, jest ve mimik kullanımı sınırlı ise, duyguları anlamakta zorlanıyorsa, bebeğin/çocuğun sosyal, duygusal ve iletişimsel beceri gelişimlerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki bir çocukta otizm spektrum bozukluğundan şüphelenmek için belirtilen özelliklerin hepsinin varlığı gerekmemektedir. Şüphe duyulan herhangi bir belirtide klinik değerlendirme yapılmalı ve çocuğun risk taşıyıp taşımadığı takip edilmelidir. Otizmin çekirdek belirtilerine yönelik yeterli süre ve yoğunlukta planlanan eğitsel yaklaşımlar, uyum ve işlevselliği bozan eşzamanlı ruhsal hastalıkların takip ve tedavisi, ebeveyn destek müdahaleleri tedavide etkin yöntemlerdir” diye konuştu.