CHP’nin 6’ncı olağan Tepebaşı İlçe Kongresi gerçekleştirildi. Kongrenin sonunda mevcut Başkan Atilay Dalgıç tek aday olarak girdiği seçimde bir nevi güven oyu alarak tekrar başkan seçildi. Kongrenin başladığı saat olan 10.00’da kongre salonuna gittim. Daha önceki kongrelerde kongre başlama saatinden önce salon kısmen dolardı. Ancak bu sefer gördüm ki salon bomboş. Birkaç kişi ve kongre görevlilerinden başka kimse yoktu. Saat 11.00’den sonra salon dolmaya başladı. Gelenlerle sohbet ettim. İstisnasız herkeste bir yılgınlık ve bir umutsuzluk gördüm. Kimsede enerji ve inanç kalmamış. Çoğu kişi hala seçim şokunu atlatamamış. Cumhuriyet Halk Partisi yerel seçimlere giderken nasıl bir formül uygulayacak da örgütü canlandıracak bilemiyorum. Şu bir gerçek ki, örgütün temeli olan üyelerin üzerinden ölü toprağı bir an önce kaldırılmazsa yerel seçim süreci sıkıntılı bir hal alabilir.
Ahmet Ataç, Recep Taşel ve Atilay Dalgıç neye vurgu yaptı?
Kongrede pek çok isim uzun konuşmalar yaptı. Konuşmalar uzun olunca haliyle zaman içerisinde ilgi dağıldı. Konuşmacıları dinleyenlerin bir elin parmaklarını geçmediğini ifade etmek zorundayım. Murat Sönmez’in başkanlığında oluşan Divan, demokratik bir ortam yaratmak amacıyla konuşmacılara süre sınırlaması getirmedi. O nedenle sazı eline alan uzun nutuklar attı. Konuşmacılar arasında üç kişinin ifadeleri ilgimi çekti. Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç seçim mağlubiyetinin faturasını yalnızca Kemal Kılıçdaroğlu’na kesmenin doğru olmadığını, Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve diğer ittifak partilerinin liderlerinin de kaybettiğini, o nedenle başarısızlığa ortak olmaları gerektiğini söyledi. CHP İl Başkanı Recep Taşel ise ön seçim vurgusu yaparak Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in ön seçimden rahatsızlık duymaması gerektiğini savundu. Tepebaşı İlçe Başkanı Atilay Dalgıç da, İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu tarafından son dönemde Yılmaz Büyükerşen aleyhine yapılan çıkışları eleştirerek Büyükerşen’e sahip çıktı. Dalgıç ayrıca değişim tartışmalarına da değinerek saltanatı kaldırıp cumhuriyeti kuran bir partinin değişime ve yenilenmeye her zaman açık olduğunu, ancak bunu kişilere endekslemenin doğru sonuç vermeyeceğini, kurumsal bir değişim ve yenilenmeye ihtiyaç olduğunu vurguladı. Dalgıç bir de son kez ilçe başkan adayı olduğunu ilan etti.
Erman Gölet şaşırtabilir, Caferoğlu ile Usluer aday olur mu?
Kongre salonunda Erman Gölet, Erdal Caferoğlu ve Gaye Usluer isimlerinin en çok konuşulan isimler olduğunu gözlemledim. Erman Gölet’in önümüzdeki yerel seçimlerde her ne olursa olsun belediye başkan adayı olmakta kararlı olduğu konuşuluyordu. Hatta Gölet’in Eylül veyahut Ekim ayında herkesi şaşırtabileceği çıkışlar yapabileceği dillendiriliyordu. Erdal Caferoğlu ve Gaye Usluer ile ilgili de il başkan adayı olabilirler mi soruları masaya yatırılıyordu. Gaye Usluer’in, Odunpazarı kanadının il başkan adayı olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor, Erdal Caferoğlu’nun ise Tepebaşı’nın gündeminde olduğu ancak ısrar edilse dahi il başkan adaylığını kabul etmeyeceği konuşuluyordu.
Abdülkadir Adar’ın gafı
Kongre salonunda bir de gaf gerçekleşti. Önceki dönem İl Başkanlarından Abdülkadir Adar kürsüde konuştuğu sırada parti içi bölünmeden bahsetti ve ardından “il başkanı niye kongreye gelmedi” diye isyan etti. Ancak Taşel kongre salonundaydı. “Ben buradayım” diye seslenince bu sefer Adar profesyonel bir kıvraklıkla “ben beklerdim ki tüm il yönetimiyle beraber gelsin” dedi. Haliyle kongre salonunda gülüşmeler yaşandı… Öte yandan, Recep Taşel’in yanında bazı il yöneticileri de salondaydı; hepsinin aynı anda gelecek hali yok ya, insanların işi var gücü var, hasta olabilirler, vesaire…
Egemen Yağcıoğlu’nu engellemeyin!
Odunpazarı İlçe Başkanlığına aday olmak isteyen Egemen Yağcıoğlu da salondaydı. Delegeler ile misafirlerin yanına gidip sohbet ediyor, yapmak istediği çalışmaları anlatıyordu. Karşılaştığımızda kendisine şunu sordum: Aday olabilecek imzayı toplayabildin mi? Ucu ucuna topladığını ancak garanti olması için 20-30 imza daha toplaması gerektiğini ifade etti. Nedenini sorduğumda, “imza verenlere baskı yaparak imzalarını geri çektirebilirler” dedi. Evet, CHP’de böyle hastalıklı bir yaklaşım var maalesef. Benzer olayları kurultaylarda da görmek mümkün il ilçe kongrelerinde de. Şimdi Egemen Yağcıoğlu’nu seversin sevmezsin, ancak genç bir partili. Aday olmasını engellemeye çalışmakta nedir? Bırakın aday olsun, kongrede kendini ifade edebilsin, çıksın bir kürsü konuşması yapsın. Gençleri ezmenin alemi var mı? Yapacağı konuşmadan çekinmenin lüzumu var mı? Bugün aday olmasını engelleyeceğiniz Egemen Yağcıoğlu da, abilerinden böyle gördüğü için yarın da kendisi başka birilerinin aday olmasını engellemeye çalışacak. Ondan sonra CHP niye bir arpa boyu yol gidemiyor? İşte, nesilden nesle aktarılan bu hastalıklı yaklaşım yüzünden.
Üç belediye başkanı arasındaki gerilim kongreye yansıdı
Üç belediye başkanı arasındaki gerilimi artık bilmeyen yok. Türkmen Dağı’nın oralarda bir köye gidin, orada yaşayan yurttaşlarımız bile “ne olmuşta bozuşmuşlar bu başkanlar” diye soruyorlar. Belediye başkanları arasındaki gerilim hali, il ve ilçe başkanlarına gösterilen yaklaşıma da sirayet ediyor. Kongre salonunda gördüm ki, Recep Taşel il başkanı olmasına rağmen protokol masasında oturtulmadı. Evet geç katılım gösterdi, ancak pek çok protokol üyesi geç geldi. Olması gereken şu: İl başkanı karşılanır, yeri gösterilir ve protokole oturtulur. Ha, burada Recep Taşel’in de eleştirilmesi gereken bir tarafı var: Bugüne kadar masaya yumruğunu küt diye vursaydı, kendisiyle görüşmek istemeyenleri, kendisini yok sayanları kamuoyu önünde açık ve aleni bir biçimde ifşa etseydi, parti tüzüğünü tanımadıklarını ve parti aidiyetlerinin olmadığını net bir şekilde anlatsaydı, belki kongre salonunda bu yaklaşımla karşı karşıya kalmayacaktı. Öte yandan, salon daha profesyonel düzenlenebilirdi; delegelerin yeri ayrı, misafirlerin yeri ayrı, vesaire… Belki düzenli bir salon, Recep Taşel’i de protokole taşıyabilirdi…
Zihniyetin değişmesi gerekiyor
Yönetim kurulu, yedekler ve il delegeleri incelendiğinde… Türkiye genelinde CHP örgütleri ne yapıyorsa aynı tablo Tepebaşı’nda da mevcut. Bu tabloyu değiştirmenin yolu, CHP’nin yapısal bir reform içerisine girmesiyle, demokratikleşmesiyle olabilir. Yoksa burada liste hazırlayanları suçlamak kolaycılığa kaçar. Bugün liste hazırlayanları suçlayanlar, yarın fırsat ellerine geçtiğinde aynı tavrı sergiliyorlar ve geçmişte sergilediler de. O nedenle CHP’nin yapısal anlamda bir devrime, değişime, dönüşüme, demokratikleşmeye ihtiyacı var. Zihniyet değişimine ihtiyacı var.