Büyükerşen, Kurt ve Ataç’a ilişkin akıllardaki adaylık soruları

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçimi, CHP’nin kurultay süreci ve önümüzdeki yerel yönetimler seçimlerine ilişkin şok etkisi yaratan açıklamalar yaptı.

Bununla beraber ortalık bir hayli karıştı. Öyle ki, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen önümüzdeki yerel yönetimler seçiminde de aday olacağını şimdiden ilan etti.

*

Dilerseniz önce, kısa bir özet halinde Kazım Kurt’un açıklamalarını hatırlatayım:

•  Kazım Kurt, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adaylığının yanlış olduğunu, İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı adaylığı için yeterince bastırmadığını anlatıyor. Kılıçdaroğlu ile kaybedileceğini, İmamoğlu ile kazanılabileceğini Genel Merkeze ifade ettiğini söylüyor.

•  Kazım Kurt, Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlıktan istifa etmesi gerektiğini, değişimden yana olduğunu beyan ediyor.

•  Kazım Kurt, yerel seçimlere Kılıçdaroğlu ile gidilirse ve İYİ Parti Eskişehir'de doğru adaylar çıkarırsa, Eskişehir'deki üç belediyenin de kaybedilebileceğini vurguluyor.

*

Kurt’un açıklamalarının yayınlandığı günün akşamında Yılmaz Büyükerşen Barış Yarkadaş’a açıklama yaptı, Yarkadaş da tv100’de Büyükerşen’in açıklamalarını aktardı.

Ama ne açıklama!

Büyükerşen’in açıklamasında Kazım Kurt’a yönelik ciddi suçlamalar yer alıyor.

Provokasyon, süslü kelimeler, kalleşlik…

Elbette bu suçlamalara Kazım Kurt’un vereceği bir yanıt vardır.

Belki de yoktur, “Hoca söyler, ne söylerse güzel söyler, üzerime alınmadım” diyebilir de.

*

Öte yandan, Kazım Kurt’un son çıkışı, Yılmaz Büyükerşen’in önümüzdeki yerel seçimlerde bir dönem daha aday olacağını ilan etmesini hızlandırdı!

Evet, Büyükerşen konjonktüre göre aday olup olmayacağına karar verecekti, büyük oranda da aday olacaktı.

Fakat Kazım Kurt’un, “Eskişehir’i kaybederiz” çıkışı, Büyükerşen’i bir taraftan öfkelendirdi, diğer taraftan zaten rüştünü ispat etmiş Büyükerşen’e bir rüşt ispatı zorunluluğu daha doğurdu.

Çünkü Büyükerşen’e yönelik ilk kez biri, hem de CHP’li bir belediye başkanı “kaybeder” dedi.

Dolayısıyla Büyükerşen’in ‘yenilmez’ algısına zarar vermiş oldu.

Büyükerşen de ne yaptı? Oldukça hızlı hareket edip adaylığını açıkladı. ‘Yenilmez’ algısı zarar gören Büyükerşen aday olarak bu algıyı korumak istiyor.

Aynı zamanda insani bir istek bu, oldukça doğal, zira insanı bir taraftan da egoları yaşatır.

*

O kadar yazdık da peki Yılmaz Büyükerşen, Kazım Kurt’un açıklamaları karşısında ne demişti?

Hatırlayalım:

SÜRDÜRÜLEBİLİR PROVOKASYON

•  “Ben orayı kaybederiz burayı kaybederiz tartışmalarına hiçbir şekilde doğruluk payı vermiyorum. Hiçbir şekilde ben bu fikirlere katılmıyorum. Biz Eskişehir'de yüzde 54 ile seçimi aldık. Bu laflar sürdürülebilir provokasyondur. Kemal Bey yüzde 55, Tayyip Bey yüzde 44 aldı. Bu tartışma niye çıkıyor, ben anlamıyorum. Şuan AK Parti'de Eskişehir'de aday bulamıyor. Eskişehirli yerli bir aday arıyorlar. Her gün gelip iş dünyası, STK ile görüşüp aday arayışını sürdürüyorlar.

HALK, BELEDİYEYİ YÖNETİN DİYE BASKI YAPMIŞ

•  Ben aslında önümüzdeki dönemde adaylık düşünmüyordum fakat son bu tartışmalardan sonra yeni dönemde de aday olmaya karar verdim. Sokağa çıktığımızda halktan 'bir dönem daha belediyeyi yönetin' baskısıyla karşı karşıyayım. Bu yüzden önümüzdeki dönemde adayım. Seçmende moralsizliği gözlemliyorum. Bu konuda genel merkezimizin üzerine çok büyük bir görev düşüyor. Genel merkezimiz ortamı derleyip, toparlamalı, mesaj ve moral vermeli. 'Kazanamamayız' tartışmasını da belediye başkanı arkadaşlarımız hiçbir şekilde yapmamalı.

SÜSLÜ KELİMELER

•  Ben aslında değişim tartışmalarına çok girmek istemiyorum. Bu tartışma o kadar büyümeye başladı ki ben de birkaç şey söylemeden olmaz. Arkadaşlarımız çıkıp iki de bir 'CHP fabrika ayarlarına dönmeli' diyor ama fabrika ayarlarının oluşturulduğu dönemde değiliz. CHP'nin temel ilkelerini savunacağız ama çağı da yakalamak zorundayız. Ona göre de bir politika oluşturmamız lazım. Süslü kelimelerinin arkasına kimse sığınıp değişim tartışmalarına başka bir yön vermeye kalkmasın. 

KALLEŞLİK

•  Ben aslında siyasi konulara pek girmek istemiyorum ama hem içeriden hem de dışarıdan CHP'ye ağır bir saldırı var. Tek dertleri de CHP'yi bölmek. Eğer CHP bölünürse laikliğe de cumhuriyete de elveda deriz. Eğer biz özgür ve demokratik bir Türkiye kuracaksak bunu birlik içinde, parti bütünlüğü içinde yapmamız lazım. CHP'yi bölmeye çalışmak kalleşliktir. 

KILIÇDAROĞLU’NUN YOLUNU DOĞRU BULUYORMUŞ

•  Biz CHP'liler birlik, beraberlik içerisinde olmalıyız. Herkes buna göre mutlaka davranmalı. 'Kılıçdaroğlu gitsin' sözü CHP'nin bölünmesine hizmet etmekten başka hiçbir işe yaramaz. Bu tür söylemler parti içinde klik oluşturmaktan başka bir şeye yaramaz. Biz kaybettiysek hepimiz kaybettik. Bunun faturası sadece Kemal Bey'e çıkarılıyor. Sürekli 'Kemal Bey gitsin' sözü Ömer Seyfettin'in Diyet'ine benzeyecek. Kemal Bey'de Diyet'teki gibi 'ben gidiyorum' derse o zaman CHP başka bir tartışma içerisine girer. Ben kişi olarak Kılıçdaroğlu'nun çizdiği yolu doğru buluyorum. Kurultay yapılmalı, eksiğimiz, gediğimizi görmeliyiz. Şaşırdığım şey şu; Kemal Bey'in dün yetki verdiği, birlikte çalıştığı arkadaşlarını da her gün çıkıp 'değişim' dedikçe şaşkınlıkla izliyorum. Bu arkadaşlar bu tüzükler yapılırken neredeydi? Hepsi bu antidemokratik tüzükleri, uygulamaları desteklediler. Bunu da şaşkınlıkla izliyorum.”

*

Yılmaz Büyükerşen’in, Kazım Kurt’un çıkışı üzerine yaptığı açıklamalar bu şekilde.

İki belediye başkanının tam da seçimlerden önce kavga etmesi, en azında böyle bir görüntü vermesi, her ikisi için de faydalı olmayacaktır.

*

Peki, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç bu duruma ne der?

Elbette böyle bir hadisenin yaşanmasını istemezdi, en nihayetinde konunun ucu inandıkları parti olan CHP’ye dokunuyor.

*

Ataç, konuya ilişkin şu ana kadar kamuoyuna herhangi yorum yapmasa da, bana göre şunları söylerdi:

- Nereden çıktı şimdi bu tartışma, ayyuka çıkmasını hoş karşılamıyorum.

- Biz önce yerel yöneticileriz, sanki otorite gibi, kâhin gibi kaybederiz denmesi hoş değil.

- İYİ Parti işaret edilip de AK Parti’ye mi hizmet ediliyor yoksa?

*

Her neyse…

Daha bu konuyu epey tartışırız.

O nedenle yazımı sonlandırırken şu soruları bırakıyorum:

•  Kemal Kılıçdaroğlu koltuğunu korursa, Kazım Kurt aday olabilir mi?

•  Değişim gerçekleşir ve Kılıçdaroğlu giderse, Yılmaz Büyükerşen aday olabilir mi?

•  Şartlar uygun olup Yılmaz Büyükerşen Büyükşehir Belediyesi’ne aday olursa, Ahmet Ataç bir dönem daha Tepebaşı Belediyesi’ne aday olur mu?

•  Değişim gerçekleşir ve Kılıçdaroğlu giderse, Kazım Kurt’a Büyükşehir Belediye başkan adaylığı kapısı aralanır mı?

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }