“Bilge sermaye” kavramını açıklayarak bu alandaki çalışmaların neleri değiştirebileceğine ışık tutan Prof. Dr. Sinan Canan “Bilge sermaye, yalnızca ekonomik büyümeyi değil, sosyal sermayeyi de artırmaya odaklanır. Toplumda eğitime, bilime, sağlığa ve sürdürülebilir projelere yatırım yapıldığında, bu yatırımlar zamanla kolektif zekâyı ve üretkenliği artırır. Kısa vadeli kazanç yerine uzun vadeli bilgi ve beceriye yatırım yapmak, ülkelerin kalkınmasını daha kalıcı ve sağlam hâle getirir. Eğitim, inovasyon ve etik iş yapma biçimleri üzerine yoğunlaşan sermaye, sadece bireysel servet yaratmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal refahı da yükseltir. Özel girişimler bu görevi sıklıkla devlete yahut sivil toplum kuruluşlarına bırakır yahut çoğumuz böyle katkıları bu tip resmî mecralardan bekleriz; fakat bizzat özel sermayenin kendisi risk alarak böyle bir alana girmediğinde ben bütüncül kalkınmanın gerçekleşemeyeceğini düşünüyorum.” dedi.
Gelecekteki yatırım eğilimleri açısından önemli alanları da paylaşan Sinan Canan “Biyoteknoloji ve nöroteknoloji gibi alanlara yapılan yatırımlar, toplumun genel refahını artırırken, sağlık, eğitim ve ekonomi gibi temel sektörlerde de olumlu etkiler yaratacak en önemli alanlar. Geleceğin şekillendirilmesinde kritik bir rol oynayacak bu alanlarda birçok yeni fikre, devrimsel gelişmeye hazır olmamız gerekiyor. Özellikle yapay zekâ ve nöroteknolojiler arasında kurulacak yeni ve yaratıcı birlikteliklerin hepimizi çok şaşırtacak uygulama, yöntem ve araçlara dönüşeceğine kesin gözüyle bakıyorum. Ben ve ekibim de aktif olarak bu konuda çalışıyoruz ve ülkemizdeki parlak fikir sahiplerini bir araya getirmeye çalışıyoruz.” diye konuştu.