Grand Kartal Otel'de 3 yıldır aşçılık yapan Serbest, yangın gecesini unutamadığını belirtti. Gece saat 02.45-03.00 civarında uyanan Serbest, odasının yoğun dumanla dolduğunu ve panikle ne yapacağını şaşırdığını aktardı. Garajın kapısını açmaya çalışarak, kedisini dışarı attı. Yaklaşık 30-40 dakika içeride cebelleştikten sonra dışarı çıkabilen Serbest, otelin alevler içinde olduğunu ve camlardan yardım isteyen insanları gördüğünü söyledi.
Mustafa Serbest, itfaiyenin yaklaşık bir saat sonra olay yerine geldiğini, oteldekilerin kurtulmak için pencerelerden atladığına şahit olduğunu kaydederek, "Bazılarını kurtarma şansımız oldu, bazılarını kurtaramadık. Onlar atlamadan önce altlarına yatak atıyorduk. Atlayanlara denk getirmeye çalışıyorduk." dedi.
Otelde yeteri kadar yangın önleminin olmadığını savunan Serbest, şöyle devam etti:
"Otelde yangın dedektörü vardı ama çalışmıyordu. Yangın tüpü görmedim sayılır. Bir bildiğim kadarıyla aşçıbaşının ofisinin önünde vardı. Başka hiç görmedim. Sulama sistemi yoktu otelde. Yangın merdiveni vardı ama aslında orayı personel kullanıyordu. Uyarı levhaları vardı ama ışıklandırması yetersizdi. Yangın merdivenlerinin kapısı tahtaydı. Kapıların büyük ihtimalle bir tanesi yanınca duman içeri girdi."
Serbest, bir daha Kartalkaya'ya gitmek istemediğini dile getirerek, "Ben ölmediğime pişmanım çünkü o çığlığı duysanız... Kendi babası çocuğunu atıyor. Siz yaşayabilir misiniz böyle bir şeyi? Herkes kendi canını ortaya koydu. Bir umut olarak atladı herkes. Can pazarıydı orası. Çığlık çığlığaydı her taraf. Yardım edemiyorsun, sadece bakabiliyorsun. Edebildiğin kadar ettin ama daha fazlasını yapamıyorsun. Girip de alamadan çıkmak da vardı. Her taraf dumandı. Cehennemi yaşadık." ifadelerini kullandı.