Süleyman ile Belkıs kıssası insanlık için ibretlik derslerle dolu. Bu hususu okuyup araştırdım. Duygudan çok aklın öne çıktığı gerçek bir yaşam öyküsü. Alınması gereken dersler var. Akli, vicdani, idari, askeri, adli, sosyal ve dini ilişkiler üzerinde duruluyor. Kıssadan hisse misali… Dünya hâli bazen “Dünya, Sultan Süleyman’a bile kalmamış ki, kime kalsın!” gibi deyimle ifade edilir. Dünyaya doğumla gelen ölümle gider. Sultan da, peygamber de olsa o da ölür. Süleyman Peygamberin emrine hayvan, cin, insan ve rüzgâr verilmiş. Bunlara hükmetme yetkisi, yeteneği ve bilgisi de bahşedilmiş. Aklı olan bakmaz mı, gökte akıp giden buluta. Düşünmez mi kuzeyden güneye, güneyden kuzeye esip giden rüzgârları.
Rüzgâr ve bulutta gaye âleme rahmet yağışları taşımak… İnsan ne yazık ki bulut kadar müşfik, rüzgâr kadar merhametli değil. Rüzgâr ve bulut birlik olup yeryüzü üzerinde huzur ve bereket için dolaşıp dururlar. Amaç verilmiş görevi hakkınca, adaletince yerine getirebilmektir. Sultan Süleyman hem bir peygamber, hem de bir hükümdar. Kuşdilin bilen, adaletle hükmeden, meseleleri hakşinaslıkla çözen Süleyman Hz. Davut’un oğlu… Muhteşem Süleyman ise Osmanlı İmparatorluğu padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman, Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim Han’ın oğlu… Batı halklarınca “Muhteşem Süleyman” olarak bilinmiş. Adaletli davranışından ötürü Doğu halklarınca da “Kanuni” sıfatı ile tanınmış. Kırk altı yıl gibi zaman dilimiyle Osmanlı’nın en uzun süreli padişahı olmuş.
Bir rivayete göre Hz. Süleyman Beyt-i Makdis’i inşa ettikten sonra Hacca gitmeye karar vermiş. Giderken de beş bin deve, beş bin öküz ve yirmi bin koyun kurban etmiş. Hacca giden Müslümanlar da “Hacı pilavı” adı altında yemek tertipleyip yemeğe yakınlarını davet ederler. Gidip gelmemek, dönüp görmemek olabilir düşüncesi ile sevdikleriyle “Hacı pilavı” günü bir araya gelip helalleşirler. İşin farkında olmayanlar ne lüzum var. Bu kadar masrafa derler. Hacı pilavı geleneği Süleyman Peygamberin bir sünnetidir. İslam’da zorlama yoktur hükmü gereği “Hacı pilavı” zorunlu bir uygulama değil, gönül işidir.
İnsanlığın faydası olmayıp zararı olan karıyı kocadan bile ayıran sihir bilgileri öğrenmeye çaba sarf ettiği, hakkaniyetin ayaklar altına alındığı, haksızlığın taltif gördüğü dönemde Süleyman Peygamber’e rüzgâra, kuşlara, cinlere hükmetmek yetkisi, yeteneği verilmiş. O da adaleti icra etmiş. Allah, bu kıssa da emrine uyana mükâfatı, yasağını çiğneyeni ceza konusunda uyarmış. Haşr suresinde “Ey akıl sahipleri ibret alınız” ayeti kerimesi ile aklın önemine dikkat çekmiş. Sebe halkı kraliçesi Belkıs’ın Hz. Süleyman’a yenik düşmesi Belkıs’ın kötülük yanlısı olmasından Hz. Süleyman’ın Belkıs’a galip gelmesi ise Süleyman’ın iyilik taraftarı olmasındandır. Belkıs’ın askeri, Hz. Süleyman’ın askerinden fazla iken Belkıs, Süleyman’a tabi oldu.
Neml suresi ayet 18,19 ve 44’de, Allah: “…Karınca vadisinde bir karınca: “Ey karıncalar! Yuvanıza girin, Süleyman ve ordusu bilmeden sizi ezmesin… Süleyman bu söze tebessümle: “Ey Rabbim! Beni bana, anne ve babama verdiğin nimetlere şükretmeyi, razı olacağın iyi işler yapan iyi kişiler arasına kat… Belkıs: “Ey Rabbim! Ben kendime zulmettim. Artık ben Süleyman ile Allah’a teslim oldum.” dedi. Hakikatin önünde batılın diz çöktüğü demlerden bir demdir, o dem. Bu hikâyede dikkate canip önemli konular var. Hayvan, cin ve insanın sevk ve idaresi gibi… Tüm varlıkların en değerlisi insandır, insan olmanın değerini taşımasını bildikçe… Bu değere layık olan yücelere yükselir. Bu kıymeti bilmeyende süfliliklere düşer. İnsanın yücelmesi adaletiyle, hakşinaslığı iledir. Süfliliklere düşmesi mağrurluğu ve zulmüyledir.
Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!