Doğrudan 7 milyona yakın çalışanı ilgilendiren asgari ücret 2025 yılı için 22 bin 104 TL olarak belirlendi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bile belirlenen bu ücrete şaşırmıştır diye düşünüyorum.
Bakan Şimşek, ‘‘Çalışanlarımızı, emeklilerimizi enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz. Bu programda da hedefimiz bu yönde, değişmedi. Enflasyon şu anda yüzde 47'dir, yıl sonu muhtemelen yüzde 45 olacak. Bu yıl en düşük memur maaş artışı yüzde 78. Enflasyonun 1,7 katı. En düşük emekli aylığı yüzde 68 arttı, enflasyonun 1,5 katı. Asgari ücret de muhtemelen enflasyonun üzerinde seyredecek" demişti.
Gel gelelim yapılan zam oranı yüzde 30 olarak kaldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan da, asgari ücretin genel bir ücret seviyesi olmadığını söyleyerek, ‘‘Esas olan, her çalışanın, emeğinin hakkını, yaptığı işin niteliğine uygun şekilde almasıdır. İşverenlerimiz açısından da hak olan, emeği gerçek değerinde ücretlendirmektir’’ dedi.
Türkiye’de çalışan sayısı 33 milyon kişiye yakın. Bunun 5 milyon civarının memur olduğunu düşünürsek, 28 milyon kişi kalıyor geriye. Yani çalışanların yüzde 25’i asgari ücret ile çalışıyor. Birçok vatandaş da asgari ücretin çok az üstünde bir ücretle geçimini sürdürmeye gayret ediyor. Sonuç olarak asgari ücretin genel bir ücret seviyesi olmadığını söylemek bence hatalı.
Yüzde 47 olan enflasyon oranında bile asgari ücrete zam yapmamak, işçileri zor duruma sokacak. Eğer ki asgari ücret 6 aylık olarak belirlenseydi belki bir nebze kabul edilebilir bir ücret olabilirdi. O zaman bile 22 bin 104 TL az kalabilirdi ancak vatandaş en azından 6 ay sonra yeniden güncellemeyle biraz rahatlatılırdı.
Sonuç olarak yine asgari ücret belirlenirken, çalışanlar değil de sermaye düşünüldü. İşverenler için daha kabul edilebilir bir ücret belirlenirken, asgari ücretle çalışan vatandaşların hiçbirinin içine sinmeyen bir zam oranı açıklandı.
Açlık sınırının çok az üzerinde, bekar bir çalışanın yaşama maliyetinin de 4 bin 500 TL gibi bir tutar aşağısında olan bu asgari ücret oranıyla 2025 yılı emekçiler için yine zor bir yıl olacak. Gönül ister ki Bakan Işıkhan’ın dediği gibi emek gerçek değerince ücretlendirilse. Ancak öyle bir durum söz konusu olmadığına göre burada yapılması gereken asgari ücretin en azından enflasyon oranında artırılmasıydı. Önümüzdeki günlerde bu hatadan dönülüp bir güncelleme olacak mı bekleyip göreceğiz.