Aybüke'den İnceler: Mandacı ve Durmazlar

Türkiye'yi yönetecek ismin kısmi bir diktatörlük anlayışına sahip olması gerektiğini yeniden anladığım birkaç fikir duydum geçtiğimiz günlerde. Evet zaten savunuyordum tescillemiş oldum. Bazılarının buna şiddetle karşı çıkacağını biliyorum zira 'diktatörlük' kelime anlamı olarak kulağa pek hoş gelmiyor. Çünkü tarihte yaşanan örnek olaylarda bu kavram hep katliamlarla, işkencelerle ve zorbalıklarla bütünleşti. Düşününce büyük bir ön yargı ile yaklaşılması da haliyle normal.
Ben Türkiye'de neden kısmi diktatörlüğün uygulanması gerektiğini size kısaca açıklayayım. Karar mercii olmak konusunda ve yapılması gerekenleri toplum ya da siyasetçi baskısı altında kalmadan işlevsel hale getirebilmek için çok önemli. Örnekleyeyim; Yeniden Refah Partisi Eskişehir Kurucu İl Başkanı Osman Mandacı 'Milli Görüş' adı altında baya baya araplaşmayı ve gerici bir fikri savundu. Birleşmiş Milletler'e girmemeliymişiz çünkü 'İslam Birliği' kurulmalıymış. Müslümanların bir araya gelmesinde sorun yok. Tabii ki dava her şeyden önemlidir. Sorun, Türklüğü hiç etmekte. Mandacı'ya göre, kurulan İslam birliğinde Türk Lirası kaldırılmalı, İslam dinarı kullanılmalıymış... Bakın şu işe! Türk'ü ve ismini açıkça acziyet  içinde bırakmak demek bu.  Görüş var da millisi nerede? Hatta mülteci sorunundan bahsederken yaşanan savaşlardan bile ülkemizi sorumlu tuttu il başkanı. Bir de... Kadın çalışmamalıymış. Kadının ekonomik özgürlüğünü eline alması, birine muhtaç yaşamaması ya da evine, çocuğuna hatta eşine katkı sağlaması aile yapısını bozuyormuş... 'Ne geliyorsa başımıza şu ekonomik özgürlük sevdasından geliyor' ifadesini dahi kullandı bir yerde Mandacı. En başta bilmelisiniz ki Türk'ün gücünü himaye edemezsiniz. Hangi partinin temsilcisi olursanız olun dışa bağımlılığı bitirecek, ekonomik kalkınmayı güçlendirecek, uluslararası pazarda özgürlüğü ve demokrasiyi sağlayacak fikirlerin karşısında duramazsınız. Ülkenin liderini bizi refah içinde yaşatsın diye seçiyoruz. İşte tam da bu sebeple olması gerekenler ivedilikle hayata geçirilmeli. Herkesin fikrini alacak olursak kim bilir başımıza daha neler gelecek... Sonrasında, kabullenseniz de kabullenmeseniz de çalışmak isteyen kadınları, çalışma hayatının her alanında göreceksiniz. Televizyonda benimle program yaptığınız gibi... Şimdi hakkınızda eleştiri yazısı yazdığım gibi... Bu ve buna benzer birçok yerde bizimle karşılaşacaksınız.
Gelecek Partisi Eskişehir İl Başkanı Hüseyin Durmazlar ise Yeniden Refah Partisi ile ne kadar yakın görüşlerde olduklarını savunsa da olaylara daha modern bir yaklaşımla bakabilmeyi genç yaşına rağmen idrak etmiş. O taraftan gözlemlediğim en önemli husus, kendi partilerinin içinde ve genel başkanları kapsamında çelişkiler yaşandığı. İktidar parti döneminde Başbakanlık yapmış Ahmet Davutoğlu'nun o zamanlar onayladığı duruş şimdi reddedilir hale gelmiş. Durmazlar, 'Altılı masaya katılırken gerçekten hedefiniz sistemi değiştirmek miydi yoksa tek amaç Recep Tayyip Erdoğan'ı yıkmak mıydı?' sorusu üzerine: 'Biz tek adam rejimine karşı çıkmak için altılı masada bir araya geldik' dedi. Genel başkanın aklına yeni mi gelmiş 'tek adam' rejimiyle yönetildiği? Madem böyle bir durum vardı. Size yansıması şimdi mi vurdu? 
İşte ülkede bir garip çelişki...

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }