Eskişehir'in ilk kadın Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, adaylığı açıklandıktan sonra büyük bir sorunla karşı karşıya kalmıştı. Yılmaz Büyükerşen'in adının altında bir süre ezildi. Tabir kaba gelebilir fakat gerçekten öyle oldu çünkü hoca şehrin markasıydı ve muhtemelen eşrafı tarafından devrilmez bir güç olarak görülüyordu. Ünlüce, her ne kadar 'Büyükerşen bu sene adaylığını koymak istemedi onun yerine bize güvendi' dese de eğer fırsatını bulsaydı seçim döneminde ismini kesin oy pusulasında görürdük.
Ünlüce, adaylığı açıklandıktan sonra kendini daha güçlü hissettiğini ve hiç tedirgin olmadığını söyledi. Bunun sebebi ise bir devrim yaratabileceğinin farkında olmasıydı. Çünkü kimsenin yıkamadığı 25 yıllık bir yerel yönetim saltanatının artık alternatifi vardı. Keza gördük ki süreç içerisinde 'Yılmaz Büyükerşen'in kızı' olmaktan çıkıp 'Eskişehir'in kızı' olabildi. Sosyal belediyecilik anlayışını bambaşka bir yere taşıdı hatta. Projeleriyle değil de daha çok halkla iç içe olmasından kaynaklı bu kadar çok talep gördü ve sevildi.
Yönetim konusuna gelince başkanın zaten kurulu bir yapılanmanın üstüne hazır sistemde iş yaptığı düşünülebilir ama Ünlüce'nin belediyedeki ilk ayları değil ki... Yıllardır burada. Aslında zaten kendi takım arkadaşlarıyla çalışmaya devam ediyor. Ama... Kendisi, takım arkadaşlarından Büyükerşen'e duyulan saygıyı tam anlamıyla görüyor mu? İşte orası muamma.
'Başkan abla' siyaset üstü politika yapmayı da çok iyi biliyor... Ak Partili yöneticilerin eleştirilerine kılıç çekmeyip kalkan kaldırdı. Eskişehir konusunda yapıcı çözümleri dikkate alacağını, gerekiyorsa sorumluluğu kabul edip tek başına elini taşın altına koyacağını söyledi.
Özetle, Ünlüce devraldığı bayrağı şu an layıkıyla taşıyor.
Başkanın çok net kullandığı bazı cümlelerde en keskin ifadesi 'İzin vermeyiz' oldu. Kanımca şu birkaç yıl içinde yarıştan birileri diskalifiye edilecek.
Biri= Kazım Kurt