1999 yılında duayen tarihçi Prof. Dr. Halil İnalcık’ın girişimleriyle başlayan, 2000 yılında Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebru Parman ve sonrasında Prof. Dr. Erol Altınsapan’ın başkanlığında süren çalışmalar, 2015-2019 yılları arasında durdu. 2019 yılında Rektör Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı’nın destekleri ve Kültür ve Turizm Bakanlığının izni ile yeniden başlayan Karacahisar Kalesi kazı çalışmaları, hız kazanarak devam ediyor. Dr. Öğr. Üyesi Hasan Yılmazyaşar’ın bilimsel koordinatörlüğünde Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji, Sanat Tarihi ve Tarih Bölümü akademisyenlerinden ve öğrencilerinden oluşan 32 kişilik ekip, özveriyle gerçekleştirilen kazılar neticesinde 13. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan köklü bir kültürün bilinmeyenlerine odaklanıyor.
2019’DA ÖNE ÇIKAN 10 KAZI İÇİNDE YER ALIYOR
Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş dönemi ile ilgili arkeolojik bulguları barındıran ve basında da oldukça etki uyandıran Karacahisar Kalesi’ndeki kazılar, Tarih Dergisi'nin Ocak 2020 sayısında 2019 yılında gerçekleşen 122’si Türk, 32’si yabancı ekiplerce yapılan toplam 154 kazı çalışmasının öne çıkan 10 kazısından biri olarak değerlendirildi. Son hızla devam eden kazılar, bilinmeyenlerin bilinenden fazla olduğu Osmanlı'nın kuruluş döneminin arkeolojik kimliklendirilmesi açısından çok büyük önem taşıyor. Anadolu’da 7. ve 8. yüzyılda yoğunlaşan kale kentler, Orta Bizans döneminin askeri şehirleri olarak tanımlanıyor. Karacahisar’ın 1288 yılında Osmanlı Beyliği hâkimiyetine girene kadar Bizans’ın askeri kalelerinden birisi olduğu biliniyor. 1299 yılına gelindiğinde ise devlet olma yolundaki temel adımlardan olan ilk hutbenin okunması ve Osman Gazi adına sikke basılması, Osmanlı Beyliği’nden sınırları milyonlarca kilometrekareyi bulan bir imparatorluğa yolculuğun başlangıç noktasını oluşturuyor. Ayrıca Osman Bey tarafından ele geçirilen kale, Osmanlıların gerçekleştirdiği ilk fetih olma özelliği taşıyor. İlk çalışmalarına 1999 yılında başlanan Karacahisar Kalesi kazıları, başlangıcından itibaren Anadolu Üniversitesinde görevli akademisyenler ve öğrencilerin büyük emekleri ile devam etti, 2015 yılında ise tamamen durdu. Bu durum kazı bölgesinin uzun süre bakımsız kalmasına neden oldu. Tanınmaz hale gelen kazı alanındaki çalışmalar, 2019 yılından itibaren Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı’nın desteği sayesinde hak ettiği değeri yeniden bulmaya başladı.
'ÇALIŞMALARDA KISA SÜREDE ÖNEMLİ GELİŞMELER KAYDETTİK’
Konu hakkında konuşan Dr. Öğr. Üyesi Hasan Yılmazyaşar, “Karacahisar Kalesi’nin hak ettiği değeri kazanması için başta rektörümüz olmak üzere bütün üniversite seferber olmuş durumda. Çalışmalara yeniden başladığımızda kazı alanı, zaman ve doğa şartlarına bağlı olarak ot ve toprak dolgu ile kaplanmış ve bilimsel çalışma için çok da uygun olmayan bir durumdaydı. Anadolu Üniversitesi ve Eskişehir Valiliğinin destekleriyle alanda çok kısa sürede önemli gelişmeler kaydettik. Anadolu Üniversitesi Park Bahçeler Müdürlüğü sayesinde çok kısa sürede bölgeyi temizledik. Üst örtüsü uçan ve kullanılamaz durumda olan sundurma ve çalışmalarımızı yürüttüğümüz konteynerlerimiz yenilendi. Üniversitemizin yemekhanesinde yapılan yemekler düzenli olarak bize ulaştırıldı ve ekibin kazı alanına ulaşımı yine üniversitemizin olanaklarıyla gerçekleşti. Bu sayede kısa sürede bilimsel çalışmaların sürdürülebileceği uygun bir ortamda çalışma fırsatı bulduk” dedi.
‘TARİHSEL AÇIDAN BOŞLUK VAR’
Birçok bilinmezlik barındıran erken dönem tarihi için bir kılavuz olma potansiyeli taşıyan Karacahisar Kalesi, bugün Dr. Öğr. Üyesi Hasan Yılmazyaşar koordinatörlüğündeki uzman ekip tarafından kapsamlı olarak inceleniyor. Osmanlı kroniklerinin kuruluştan 150 yıl sonra yazılmaya başlanması, tarihsel açıdan birçok boşluğun oluşmasına neden oluyor. Karacahisar Kalesi bu boşlukları doldurabilecek en önemli arkeolojik alan olarak değerlendiriliyor. Bilinen tarihi bilgiler arasındaki boşlukların doldurulmasında eşsiz bir öneme sahip olan kaledeki çalışmalar sayesinde toprak altındaki veriler de gün yüzüne çıkarılıyor. 2019 yılı kazılarında çok sayıda sikke ile birlikte seramik ve madeni eserlerden oluşan günlük kullanım malzemeleri ile savaş aletlerine ait parçalar bulunurken, başta sarnıç olmak üzere kalenin mimari dokusuna ait kalıntılarda çalışmalar devam ediyor. Sikkelerin yoğun olarak erken Osmanlı dönemine ve özellikle I. Murad’a ait eserlerden oluştuğu belirlenirken, ayrıca kazılarda ele geçirilen buluntular laboratuvar ortamında incelenerek belgeleniyor. Bu süreç, tarihi bilgilerin güncellenmesi konusunda büyük önem arz ediyor. Bilim, kültür, sanat ve eğitim alanında geliştirdiği projelerle çok yönlü bir profil çizen Anadolu Üniversitesi, arkeoloji ve tarih alanında da önemli çalışmalara imza atıyor. Türkiye’nin birçok farklı noktasında geçmişi aydınlatmak adına arkeolojik çalışmalar yürüten üniversite, Karacahisar Kalesi'nde yapılan kazılar için tüm olanaklarını seferber ediyor. Kazı alanında sağlanan desteklerin yanı sıra Edebiyat Fakültesi’nde bir laboratuvar alanının yenilenerek kazı ekibine tahsis edilmesi, çıkarılan bulguların analiz edilerek belgelendirilmesi ve kazı çalışmalarının yıl boyunca devam etmesine olanak sağlıyor. Söz konusu alandaki faaliyetler aynı zamanda uzman ekip ile birlikte öğrencilerin de aktif ve sürekli olarak bilimsel çalışma ortamına olanak sağlıyor. Bu sayede, öğrenciler derslerinden arta kalan zamanlarında bilimsel faaliyetlere katılarak hem kazı çalışmalarına destek veriyor hem de teorik bilgilerini uygulama şansına sahip oluyor.
LABORATUVAR OLUŞTURULDU
Dr. Öğr Üyesi Hasan Yılmazyaşar, hızla devam eden çalışmaların önemli bir ayağının da kazı sonrasında ortaya çıkarılan buluntuların uygun ortamda incelenmesi olduğunun altını çiziyor. Bu konuda da Rektör Çomaklı’nın duyarlılığı sayesinde Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi içinde depo olarak kullanılan alanın kazı laboratuvarına dönüştürülmesinin önemli bir adım olduğunu söyleyen Yılmazyaşar, “Rektörümüzün çalışmalarımız için düzenlenmesini sağladığı bu laboratuvar sayesinde, kazılarımıza sunulan destek sadece kazı alanı ve süresi ile sınırlı kalmadı ve bilimsel çalışmaların kazı ekibi tarafından yıl boyunca devam etmesi için son derece uygun bir çalışma ortamı oluşturuldu. Arkeolojik bulguların belgelenmesi de en az çıkarılma işlemi kadar önemli ve bu noktada bize tahsis edilen bu laboratuvar sayesinde çıkardığımız her kalıntı, incelenerek bilimsel ortamda sunulmak üzere belgeleniyor. Bu seferberlik için öncelikle Rektörümüze ve üniversitemizin ilgili birimlerine teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
OSMANLI TARİHİNE OLAN İLGİYİ ARTIRIYOR
Osmanlı tarihinin belki de en az bilinen kuruluş dönemine tanıklık eden Karacahisar Kalesi’nde yapılan çalışmalar ile yıl boyunca gerek medya ile paylaşılan, gerekse bilimsel ortamlarda tartışılan bilgiler hem toplum hafızasında hem de bilimsel ortamda Osmanlı’nın kuruluşuna dair çok önemli bir farkındalık oluşturuyor. Çalışmaların belgelendirilerek yayınlanması, Anadolu Üniversitesinin çabası ile kalenin basında yer alması, Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş yıllarına olan ilgiyi artırıyor. Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarını anlatan dönem dizileri de bu ilgiyi pekiştiriyor. Ayrıca çalışmaların hız kazanmasıyla ortaya çıkan bulgular, basının yerleşime olan ilgisini de günden güne artırıyor. Yerel ve ulusal birçok basın organı, bölgedeki gelişmeleri yakından takip ederek yazılı ve görsel medyada yayınlıyor. 2019 yılında tekrar başlayan kazılar sonrasında yayınlanan haberler, insanların tarihi bölgeye olan merakını çoğaltırken, bu coğrafya hakkında bilgi sahibi olmasını da sağlıyor.
‘TURİZME KAZANDIRILACAK’
Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı, kazı çalışmalarının tamamlanmasının ardından kalenin yapılacak restorasyon çalışmaları sonrasında turizme kazandırılmasının planlandığını belirterek, “Anadolu Üniversitesi ve ilgili kurumların destekleri ile kalenin tarihi dokusu korunarak gerçekleştirilecek çalışmanın ardından ulaşım ve çevre düzenlemeleri ile kazı alanı, yerli ve yabancı turistlerin önemli bir uğrak noktası haline gelecek” dedi.