ALLAH İLE DÜELLOYA KALKIŞANLAR

Dua, hem kulluk borcu hem de kulluk hakkı… Allah ile kulu arasında zamansız, zeminsiz iletişim hattı. Hangi hayale, hangi isteğe çalışmadan ulaşılabilir ki? Dua istektir, çalışmaktır. Araç değil amaçtır. Duanın önemini anlamayan kendi kıymetini bilmeyendir. Dua, insanın Allah ile arasındaki yakınlık ya da uzaklık ilişkisidir. Allah, kabul etmeyeceği duaya “ÂMİN” dedirtmez. El açtırmaz. Akla getirmez.  Şu veya bu sebeple yaptırtmaz.

Duaya duruş kabule işarettir. Bakara suresi ayet 186’da Allah: “…Bana dua edenin duasına cevap veririm…” buyuruyor. Duanın gayesi ümitle, ısrarla istemektir. İştiyakla engellerin, engellemelerin kaldırılmasını taleptir. Duaya karşı olmak Allah ile düelloya kalkışmaktan başka nedir? Duaya karşı olmak cehalet, gaflet ve dalalettir. Dua, başa gelmesi istenmeyenden korunmak, arzu edilene de kavuşmak dileğidir. Duada hüsnü niyet esas, hüsnü zan yasaktır.

Hüznü zanla yapılan duaya fesat karışır. Nisa suresi ayet 32’de Allah: “Allah’ın birbirinize üstün kıldığı şeyleri hasetle isteyip durmayın…” buyuruyor. Art niyetli duayı Allah boşa çıkartır. Mazlumun, mağdurun ahını almaktan daha büyük bela olur mu? Değer mi, mazlumu mağdur etmeye fani dünya menfaati? Mazluma, mağdura Allah’ın münasip gördüğü imkânları elinden almaya dünya tamahı değer mi?

Allah’ın lütfettiği imkânla mazluma, mağdura ah çektirmeye Allah razı olur mu? Müslüman istiklal ve istikbalinin selameti için önemle, özenle duaya devam eder. Mazlumun hakkını gasp için yapılan duaya Allah rıza verir mi? Cana, mala, akla, inanca ve iffete saldırıya rıza gösterir mi? Mazlumu lekelemeye Allah’ın adaleti müsaade eder mi?

Bazı zaman ve mekânlarda yapılan dualar daha bereketli, daha evladır. Dua insanlık onuruna yakışır yapmalı ki Allah katında değer bulsun. İnsan şan, şöhret ve servet için mazlumun hakkına nasıl çöker? Elde tesbih, dilde dua ama fikriyatta fesat olursa Allah’ın böyle bir duayı kabulü onun Rap oluş şanına yakışmaz. Araf suresi ayet 55-56’da Allah: “ Rabbinize tevazu ile için için dua edin. O haddi aşanları sevmez… Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah’tan korkarak ümitle dua edin…” buyuruyor. Duanın sırrına eren amaca ulaşır.

Mazlumun, mağdurun ahını alan felaketini mutlak yaşar. Kişinin kendisine duası farz… Başkasına duası da sevaptır. Dua bireyselde, toplumsalda yapılabilir. Furkan suresi ayet 77’de Allah: “ De ki: Duanız olmazsa Rabbim size ne diye değer versin. “ buyuruyor. Dua, “Esma’ül Hüsna” ya imandır.  Araf suresi ayet 180’de Allah: “ En güzel isimler Allah’ındır. Ona, o güzel isimlerle dua edin…” buyuruyor. Dua, Allah’ın her şeye muktedir oluşuna yakışan tarzla dua yapıldığında Allah’ın öfkesi diner, rahmeti coşar.

Müslümanın ideali Allah’ın rahmetine erişmek ve gazabından korunmak olmadıkça ilkeli Müslüman olamaz. Müslüman müfteri, mürai, müzevir, münafık olamaz. Bu dört kötü hasleti sözlük anlamlarıyla açalım ki, maksat hâsıl olsun. Müfteri, kara çalan iftiracıdır. Mürai, ikiyüzlüdür. Müzevir, söz getirip götürendir. Münafık, arabozan… Allah, kimin hangi hasletle behemehâl olduğunu bilir.

Müslümana yakışan Kur’an’ın yol gösterdiği biçimde duada bulunmaktır. Duada yalan, riya, hile, ikiyüzlülük, müzevirlik, mürailik olmaz. Allah, herkesin aklında, niyetinde ne varsa bilir. Bu durum da Allah’ın sıfatlarından biridir. Masumları Allah müfteri, münafık, müzevir ve mürailerin şerrinden korusun. Hırsızın, gaspçının, vurguncunun, fırsatçının, talancının, yalancının tehlikelerinden muhafaza eylesin. Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }