Eski zamanlarda köylerde bağlama ustalığı olarak başlayan nadide mesleği, genç nesiller diplomalarıyla devralıyor. Eskişehir’de küçük bir atölyede mesleği icra etmeye çalışan Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Çalgı Yapım Bölümü mezunu Cihan Ereke, kendilerine yadigar kalan luthiyeliği sürdürmeye devam ediyor. Küçük yaşlarda amcasının demir atölyesinde mesleğe merak saldığını ve o zamanlardan beri enstrüman yaptığını söyleyen Ereke, her alanda eğitim alarak gelişmek gerektiğini belirtti. Cihan Ereke, "Eğitim tabi ki her yerde. Herkesten öğrenilebilecek bir şey var fakat üniversiteli olmak, bölüm mezunu olmak iyi bir avantaj. Bu meslek hem zaman hem de emek istiyor. Bir bağlama ortalama bir haftada biter. Gitarın yapımı daha uzun, 15-20 günü geçer. İlk zamanlarda 5 ya da 6 ay sürüyordu bir enstrümanın bitimi. Zor bir meslek tabi ki, hobi olarak yapılabilecek bir meslek değil pek. Sevmeden olmuyor bu iş, bırakmamak lazım" şeklinde konuştu.
"SİZ HAZIR BİLGİNİN ÜZERİNE GELDİK"
Günümüzde daha kaliteli enstrümanların üretildiğini söyleyen Ereke, "Biz hazır bilginin üzerine geldik eski ustalar sayesinde. Şimdi standartlaşmış ölçüler var artık bizim müziğimiz için. Batı müziğinde zaten vardı Türk müziği enstrümanlarında da bu yerleşti. O zamanlar çok iyi enstrümanlar da çok kötü enstrümanlar da vardı ama el yapımı olmaya başladıktan sonra işlerin kalitesi artmaya başladı" dedi. Cihan Ereke, "Eskişehir’de 5-6 kişi var böyle atölyesi olan, alaylısı da var bölümden mezun olanlar da. Eski ustalar artık pek kalmadı, genelde emekli oldular, çırak da yetiştiremedi çoğu. Bizdeki enstrüman yapım geleneği genelde usta-çırak ilişkisi üzerine kurulu" diyerek mesleğin devamlılığını sağlamak için en önemli etkenlerden birinin de usta-çırak ilişkisi olduğunu belirtti.