AKILLARDAKİ SORUYA TEK CEVAP

Hayatta neler oluyor, neler! Dün olanlar malum... Dünden ders alıp günü doğru yönetmeklazım... Yarın olacaklar meçhul… Devam eden hayatta akıllardaki soruya tek cevap: İnsan için başarı çalışıp dersinden ders çıkarmaktır. Secde suresi ayet 4’te Allah: “…Hâlâ düşünüp ders çıkarmayacak mısınız?” buyuruyor, aklını kullanmak isteyenlere! O nedenle güne amentü dirilişiyle uyanmak gerek. Hayatın dünü, bugünü ve yarını var. Dün acısıyla, tatlısıyla, günahıyla, sevabıyla geride kalmıştır. Her yeni güne arzu, gayret ve iyi niyetle başlamak önemli… Günü bu minvalle yaşamak dünün acılarını unutturduğu gibi pek çok günahın da silinmesine sebeptir. 

Günü kedersiz, günahsız yaşayıp yarına amentü dirilişiyle başlamaktan daha değerli neolabilir? Her yeni gün amentü dirilişi için fırsattır. Yaşamın kötü halleri olduğu gibi iyi ve güzel ahvalleri de var. Mesele kötü hallerden uzak durup iyi ve güzel ahvalle hayatı zenginleştirmektir. İslam’ın Müslümanı sorumlu tuttuğu bu iki zıt hususa doğru tavır zarureti var. Dini tabirle bu durum “Emri bil maruf nehyi anil münker” olarak ifade edilmekte. İyi ve güzel hallerle her yeni güne daha donanımlı başlamak Müslümanın ideali, ilkesi olmalı.Müslümanın İslam’la iletişim kopukluğu felaketidir.  Müslüman Kur’an’ın buyurduğu imandan, ibadetten, muamelattan, adaletten bihaberse İslam’la iletişimi kopmuştur. 

İslam Peygamberinin Müslüman’a şu ikazı “İki günü birbirine eşit olan aldanmıştır. Günü, dününden kötü olan lanetlenmiştir. Gününe ilave yapamayan ziyandadır. Onun için ölüm daha hayırlıdır.” dikkat çekici değil mi? Bu sözü, kâr veya zarar nitelinde değerlendirmek şart. İlahi imtihanı kazanmak insani davranışlar denilen toplumsal ilişkilere bağlıdır. Toplumu ilgilendiren hasetten, hırsızlıktan, haksızlıktan, iftiradan, yalandan, riyadan, şımarıklıktanuzak durmak Müslümana yakışandır. Bunlarla birlikte adil, doğru sözlü, dürüst davranışlı, güvenilir, hoş görülü olmakla kazanılır ilahi rıza. 

Namaz, oruç gibi ibadetler kişinin Allah ile olan kişisel ilişkileridir. Namaz ve oruç gibi kişisel ibadetlerin kusur ve noksanlarını kabul ya da ret Allah’a aittir. O, nasıl dilerse öyle değer bulur bu yönlü ibadetler. Namaz ve oruç gibi ibadetlerin değerlerini hafife almak maazallah küfre sürükler insanı. Kimse, kimseyi namazıyla orucuyla yargılama hakkına sahip değildir. Ama insan hakları denilen toplumsal ilişkilerin kıymeti harbiyesi daha farklı.  Müslümanın Allah ile arasındaki kişisel ibadetlerin yanında toplumsal ilişkilerde düzen veuyumu olmazsa olmazlardandır. 

Mağdur hakkından sarfı nazar etmedikçe Allah, tecavüzkârı affetmeyeceğini beyan buyuruyor. Toplumsal ilişkilerde düzen ve uyum mazlumu mağdur etmemektir. Müslümana imtihan kazandıran veya kaybettiren toplumsal ilişkilere aykırılık ya da uyumudur. Namaz kılıyor musun, oruç tutuyor musun gibi soruya bir Müslümanın muhatap kalması ya da bir Müslümana böyle bir soru yöneltmesi İslam adına çok acı… Müslümanım diyen Allah hakları bağlamında namaz kılmaya da, oruç tutmaya da mecbur değil mi?

Amentü inancında sorumluluktan muafiyet hakkı herkesin kendi özelinde özür durumuna göre değişiklik gösterir. Üzerinde durulması gereken davranışların başında Müslümanıngüvenilir, adil, doğru sözlü, dürüst davranışlar gelir. İlahi imtihanı kazanmak için bu hallerden başka çıkar yol var mı? Yalandan, riyadan, haksızlıktan, hırsızlıktan alı koymayan namaz, oruç gibi ibadetlerin gafletinden Allah, Müslümanı korusun. Maun suresinde Allah: “…Dini yalanlayanı gördün mü? Yetimi iten odur. Yoksulu doyurmaktan kaygılanmaz. O namaz kılanların vay haline! Onlar namazlarında yanılmaktalar. Onlar gösteriş yaparlar. Yardıma, zekâta dahi mani olurlar.” buyuruyor.

İyi zannı ile sergilenen davranışların gaflet şerrinden Allah korusun. Amentü inancında din adalettir. Dinin adaletle çelişen yanları ilahi dinden değildir. Adalet, hak sahibine hakkının bi’ hakkın teslimidir. Mevlana, Mesnevi’sinde “Yapılan iyiliğin şerrinden korunmak lazım.” dediği iyilik, tam da bu kapsamlı iyiliklerdir. İnsanın kendisine yaptığını kimse yapamaz. Kendisine iyilik yapmak isteyen her şeyden önce yeni güne amentü dirilişiyle başlamalı ki,gaflet uykusuna dur diyebilsin.

Müslüman amentü dirilişiyle yeni güne hazırlandığında “Emri bil maruf nehyi anil münker” düsturunca ilahi sınavı kazanır, yaşamına da ilahi ve insani zenginlikler katar.  Müslümanın Kur’an’la arasında mesafe olur mu? Amentü bilinciyle İslam’ı yorumlamayanın hurafe ve batılla başı derttedir. Bu derdin deva reçetesi okumasını bilene Kur’an’da yazılmış. Bakara suresi ayet 44’de Allah: “…Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?” akıl sahipleri için doğru bir yaşam için Allah’ın bu uyarısı yetmez mi?

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!




​​​Yunus Emre GÜLLÜ-19 AĞUSTOS 2023 / Milli irade

{ "vars": { "account": "UA-99020016-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }