Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi İşitme Engelli Çocuklar Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezi (İÇEM) Müdür Yardımcısı ve Odyolog Öğr. Gör. Deniz Taşkıran Küçüköncü, Habip Edip Törehan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Grafik ve Fotoğraf Alan Öğretmeni Sabiha İpek Yetkin’in konuşmacı olduğu etkinliğe, Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Handan Deveci, Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yasemin Ergenekon, Anadolu
Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Doğan, öğretim elemanları ve öğrenciler katılım gösterdi.
Dekan Yardımcısı Deveci: “Bireylerin toplum içindeki yaşantılarına ilişkin farkındalık oluşturmayı amaçlıyoruz”
Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Handan Deveci 3 Mart Dünya İşitme Günü kapsamında gerçekleştirilen "Erken Müdahalenin İzinde: İşitme Kaybıyla Güçlü Bir Yaşam Yolculuğu" başlıklı etkinlikte şu sözlere yer verdi: “3 Mart Dünya İşitme Günü kapsamında işitme kayıplı bireylerin toplum içindeki yaşantılarına ilişkin farkındalık oluşturmak ve bu farkındalıkla birlikte hepimizin işitme sağlığını korumak için nasıl bir konumda olduğumuzu ortaya koymak için toplanmış bulunmaktayız. Öğrencilerimiz etkinliklerimize katıldıkları zaman çok mutluluk duyuyoruz.”
Prof. Dr. Ergenekon: “Bugünün anlamı kutlama değil toplumsal farkındalık ve duyarlılık yaratma günüdür”
Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yasemin Ergenekon ise etkinliğin açılış konuşmasında şunları söyledi: “Dünya Sağlık Örgütü’nün önderliğinde dünyanın pek çok ülkesinde bu Dünya İşitme Günü kapsamında etkinlikler düzenlenmektedir. Dünya Sağlık Örgütü, her yıl işitme kaybı ile ilgili etkinlikler gerçekleştirmenin ve temayı belirlemenin yanı sıra broşürler, el ilanları, posterler, pankartlar, çeşitli sunum materyalleriyle kanıta dayalı savunuculuk materyalleri geliştirmekte. Ayrıca bu materyalleri dünya çapındaki hükümet, sivil toplum ortakları ve Dünya Sağlık Örgütü’nün bölge ve ülke ofisleriyle paylaşmaktadır. İki değerli konuğumuz bizlerle hem bilgilerini hem de yaşam deneyimlerini paylaşacaklar. Bugünün anlamı kutlama değil toplumsal farkındalık ve duyarlılık yaratma günüdür.”
Odyolog Taşkıran: “İşitme kaybı erken teşhis edilmezse problemlere neden olabilir”
Anadolu Üniversitesi İÇEM Müdür Yardımcısı ve Odyolog Öğr. Gör. Deniz Taşkıran Küçüköncü, etkinlikte işitme kaybının erken tanısının önemine dikkat çekti ve sözlerine şu şekilde devam etti: “Konuşma, iletişimin temel unsurudur ve işitme duyumuz, günlük yaşamın merkezinde yer alır. Kişinin kavram, dil gelişimi ve iletişim becerisi, işitme duyusunun sağlıklı olmasıyla mümkündür. Özellikle erken çocukluk döneminde işitme problemi yaşayan çocuklarda bu durum ciddi sorunlara yol açmaktadır. Bebekler, çevreleriyle etkileşimlerini büyük ölçüde işitme duyuları sayesinde kurarlar, çünkü içinde yaşadığımız toplumda iletişim çoğunlukla sözel olarak gerçekleşmektedir. Bu bağlamda, işitme duyusunun gelişimi; sözel iletişim, kavram gelişimi ve sosyal etkileşim açısından büyük önem taşır. Çocuk, sosyal çevresinde zamanla sözel iletişimi geliştirirken, bilişsel, duygusal ve sosyal gelişiminin de temellerini atar. Eğer işitme kaybı erken teşhis edilmezse, bireyin dil edinimi, sözel iletişimi, bilişsel ve sosyal gelişimi olumsuz etkilenir ve ilerleyen süreçte düzeltilmesi zor problemlere neden olabilir. İşitme kaybı, herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir ve bireyin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Özellikle dil gelişiminin kritik olduğu erken çocukluk döneminde ortaya çıkan işitme kaybı, çocuğun bilişsel ve sosyal gelişimini doğrudan etkileyerek akademik hayatında da büyük engeller oluşturabilir. Ayrıca, işitsel korteksin sağlıklı bir şekilde gelişmesi için işitsel deneyimin erken yaşta başlaması gerekmektedir. Aksi takdirde, belli bir yaştan sonra bu gelişim çok daha zor olacaktır. Tipik konuşma gelişimi için tipik işitsel gelişim şarttır. Bu nedenle, işitme kaybına erken müdahale edilmesi, çocuğun yaşıtlarıyla paralel bir dil gelişimi göstermesine yardımcı olur.”
“İşitme kaybı yaşayan çocukların eğitimi, aile ile yürütülmelidir”
Türkiye’de de birçok ülkede olduğu gibi Sağlık Bakanlığı tarafından ‘Yeni Doğan İşitme Tarama Programı’ başlatıldığını ve bu program kapsamında, tüm devlet hastanelerinde doğumdan sonraki ilk üç gün içinde bebeklere işitme testi uygulandığının altını çizen Öğr. Gör. Deniz Taşkıran Küçüköncü: “Programın temel amacı, işitme kaybı olan çocukların doğumdan sonraki ilk altı ay içinde teşhis edilmesi, gerekli cihazlandırmanın yapılması ve gelişimlerinin desteklenerek yaşıtlarını yakalamalarının sağlanmasıdır. Böylece işitme kaybı yaşayan bireylere erken müdahale edilerek, bilişsel ve duygusal gelişimleri zarar görmeden önlem almak mümkün olmaktadır. Erken müdahalenin en önemli adımlarından biri, işitme kaybını telafi edecek teknolojik cihazların kullanılmasıdır. Günümüzde işitme kaybı yaşayan çocuklara farklı teknolojik cihazlar aracılığıyla sesler yükseltilerek veya çeşitli yollarla işitme sağlanmaktadır. Cihaz kullanımına başlandıktan sonra, çocuğun cihazdan faydalanıp faydalanmadığını belirlemek için takip süreci başlatılır. İşitme kaybı yaşayan çocukların eğitimi, aile ile yürütülmelidir. Asıl eğitimin aileye verilmesi gerekmektedir. Aile, bebeğin ilk yıllarında nasıl destekleneceğini, işitme cihazının nasıl kullanılacağını ve uygun oyunlarla nasıl teşvik edileceğini öğrenmelidir. Bu süreçte eğitim kurumlarının da ailelere destek sağlaması büyük önem taşımaktadır. Aynı zamanda, uzman ve aile arasındaki sağlıklı iletişim, çocuğun gelişiminde kritik bir rol oynamaktadır. Ancak bu şekilde işitme kaybı yaşayan bireyler için daha başarılı sonuçlar elde edilebilir.” dedi.
Grafik ve Fotoğraf Alan Öğretmeni Yetkin: “İşitme kayıplı bireyler de azimli çalışıp başarılı olabilir”
Habip Edip Törehan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Grafik ve Fotoğraf Alan Öğretmeni Sabiha İpek Yetkin etkinlikte kendi hayat ve meslek tecrübelerinde bahsederek şu sözleri aktardı: “Doğuştan işitme kayıplı olarak dünyaya geldim ve Anadolu Üniversitesi İÇEM’de eğitim aldım. İlk işitme cihazım takıldığında o zaman duymanın ne kadar büyük bir duygu olduğunu anladım. Kendimi geliştirmeyi çok seviyorum ve bunun için kurslara giderek zamanımı değerlendiriyorum. Eğitimimi tamamladıktan sonra işitme engelli bireylerin öğretmen olabildiğini öğrendim, başvurumu yaptım ve kazandım. İşitme kayıplı bireyler de azimli çalışıp hayatını kurup başarılı olabilir. İşitme kayıplı olarak yapamayacağımız hiçbir şey yok, kendinize güvenmelisiniz.”
Soru cevap kısmının ardından Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Handan Deveci ve Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Doğan tarafından Odyolog Deniz Taşkıran Küçüköncü ve Öğretmen Sabiha İpek’e teşekkür belgesi takdim edildi.