Yargı reformları bazen bir tutam umut, bazen de büyük bir hayal kırıklığı taşır.
10. Yargı Paketi'nin önümüzdeki haftalarda TBMM'ye sunulması bekleniyor. Meclis Komisyonu'nda yapılacak görüşmelerin ardından düzenlemenin yaz aylarından önce yasalaşması öngörülüyor.
Gözler bir kez daha adalet reformlarına çevrildi. Milyonların beklediği 10. Yargı Paketi, tartışmaları da beraberinde getiriyor. Özellikle cezaevlerinde bulunan hükümlüler ve aileleri için bu düzenleme büyük bir umut kaynağı oldu. Ancak toplumun diğer kesiminde, affın getirebileceği olası sonuçlar endişeyle karşılanıyor.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, kamuoyunun merakla beklediği bu konuya bir açıklık getirdi:
"10. Yargı Paketi'nde genel ya da kısmi bir af yok. Kişiye özel af da yok. Terör, kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı ve uyuşturucu ticareti gibi suçlar düzenlemelerin dışında tutulacak."
Genel af yok ama kısmi düzenlemeler söz konusu.
Milliyetçi Hareket Partisi, 10. Yargı Paketi'ndeki düzenlemeler konusunda oldukça önemli bir çaba sarf etti.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Yıldız’a göre infaz kanunu konusunda toplumda büyük bir mutabakat var. Yıldız, TBMM’nin; insan onurunu merkeze alan, hâkim, savcı, avukat gibi uygulayıcıların yanında hükümlülerin de anlayabileceği, karmaşık olmayan, sade, cezanın ıslah edici yönlerini gözeten, infaz eşitliğini ve adaletini sağlayacak, cezasızlık algısına neden olmayacak, sık sık değiştirilmeyecek bir infaz kanunu hazırlaması gerektiğini belirtiyor.
Yapılacak düzenlemelerle cezaevlerindeki yoğunluğun azaltılması ve adalet sisteminin daha etkin hale getirilmesi amaçlanıyor.
Adalet Bakanı Tunç’un açıklamalarına göre, genel af yerine sadece kısmi af düzenlemeleri gündemde. Bu çerçevede “iyi hal” değerlendirmesiyle yaklaşık 20 bin hükümlüye şartlı tahliye imkânı sağlanması planlanıyor.
Bugün Türkiye'de cezaevlerinde yaklaşık 400 bin tutuklu ve hükümlü bulunuyor.
Oysa toplam cezaevi kapasitesi 300 bin civarında. Şu an ülkede 395 ceza infaz kurumu var ve yapımı süren yeni cezaevleri de mevcut. Aşırı doluluk, hem mahpusların yaşam koşullarını hem de cezaevi personelinin çalışma şartlarını ciddi şekilde zorlaştırıyor.
Yeni cezaevleri yapılıyor yapılmasına, ancak geçmiş yılların tecrübesi gösteriyor ki sadece bina yapmak sorunu kökten çözmüyor. Cezaevleri kısa sürede yeniden doluyor. Bu nedenle asıl ihtiyaç olan şey, yapısal reformlar.
İşte tam da bu nedenle, 10. Yargı Paketi'nin getirdiği iyi hal indirimi ve yaklaşık 20 bin hükümlüye şartlı tahliye imkânı sağlanacak olması, cezaevlerindeki yoğunluğu bir nebze olsun hafifletmesi açısından büyük önem taşıyor.